Pages

31 Ağustos 2008 Pazar

Ümit Özat Sahada Ölümden Döndü!

Ümit Özat sahanın ortasında yere yığıldı. Gözleri döndü ve dili boğazına kaçtı.
İşte saha içinde yaşanan üzücü anlar.

Middlesbrough'u Tuncay sırtladı

Premier Lig’in 3. haftasında Middlesbrough sahasında ligin yeni ekibi Stoke City’yi 2-1’le geçti. Maçın galibiyet golü Tuncay'dan geldi.
İşte Maçın golleri ve önemli anları.

'Herkese 100 kontör' vurgununa 'DUR'

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu Başkanlığı, cep telefonlarına yönelik ücretsiz melodi, logo, kontör ve benzeri hizmetler sunan sunan servislerin ücretsiz olmadığı konusunda tüketicileri uyardı.
Reklam Kurulu Başkanı Özcan Pektaş imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, son zamanlarda, cep telefonlarına yönelik melodi, logo ve benzeri hizmetler sunan çeşitli firmalar tarafından yayınlanan reklam ve ilanlarda, "hediye melodini hemen indir", "ücretsiz melodi ve kontör kazanma şansı", "mesaj gönderin 250 kontör kazanma şansını yakalayın", "çekilişsiz kurasız kontör kazanma şansı" gibi mesajların yer aldığı ve söz konusu hizmetleri satın alan tüketicilerin çeşitli mağduriyetler yaşadığı kaydedildi.

İnternet veya cep telefonu mesajları yoluyla söz konusu hizmetleri sunan firmaların, genel olarak abonelik sistemiyle çalıştığı, hizmetlerden yararlanan abonelerin GSM hatlarından, otomatik olarak aylık ya da haftalık ücret tahsil ettiği belirtilen açıklamada, tahsilat işleminin, aboneliğin cep telefonunu kullanan tarafından kabulü ile başladığı ve herhangi bir iptal beyanı olmadığı müddetçe de devam ettiği vurgulandı.

Açıklamada, Reklam Kurulunun söz konusu reklam ve ilanlardaki incelemeleri sürdürdüğü belirtilerek, şöyle denildi: "Ücretsiz melodi, logo ya da kontör elde etmek amacıyla bu servislere abone olan tüketiciler, ücret olarak sunulduğu iddia edilen hizmetlerin maddi değerinden çok daha fazla bir ödeme külfeti yüklenmek durumunda kalabilmektedir. Örneğin, yayınlamış oldukları reklamlarda herkese 100 kontör hediye edeceği vaadinde bulanan firmalar, gerçekte bu hediye karşılığında haftalık ücreti 50 kontör olan bir abonelik sisteminde 2 ay süreyle kesintisiz olarak kalınmasını ve her hafta en az 1 içerik indirilmesini koşul olarak ileri sürebilmektedirler.

Bu durumda, ücretsiz olarak kazanılacak 100 kontör karşılığında tüketicilerin sahip olduğu hattan 4 misli kadar kontör tahsil edilmektedir." Açıklamada, herhangi bir mağduriyetin yaşanmaması için tüketicilerin, söz konusu reklamların özellikle alt kısımlarındaki küçük puntolu yazıların tamamının okumaları gerektiği uyarısında bulunuldu.
Kaynak

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Google Orion Algoritması

Webmaster arkadaşların birkaç aydır canını sıkan Pagerank güncellemesinin gecikmesinin nedeni yavaş yavaş açığa çıkıyor. Yabancı forumlarda bile durum kesinliğe kavuşturulamışken google bombayı patlattı. Bu siteye göre Google arama motorunun algoritmasını değiştiriyor ve Pagerankı gizleme ya da tamamen kaldırma yoluna gidiyor.
Burada anlatılanlar daha önce okuduğum buradaki tahminleri doğrular nitelikte. Ori Allon adlı bir İsrail'li doktora tezi olan Orion Algoritması artık google ve dolayısıyla internete yol verecekmiş...
İnternet Devrinde söylendiği gibi " bu gelişme sadece Link satan arkadaşları değil bütün internet web site sahiplerini derinden etkileyecek. Daha önce sahip olunan Arama Motorunda üst sıralarda bulunma bilgileri değerini kaybedecek.. ve sanırım Son zamanlarda Googlede en çok "Orion Algoritması nedir?" diye aratılacak.
Kaynak

29 Ağustos 2008 Cuma

Ofiste su balesi

Ofiste yapılan çılgınlıklara bir yenisi daha eklendi. Su balesi grubu kuran kızlar ofiste öyle bir gösteri yapıyorlar ki neredeyse su balesini aratmıyorlar.
İşte o muhteşem gösteri...

Frengi Nedir - Frengi Belirtileri

Bu cinsel sağlık bilgileri makelemizde cinsel hastaliklarindan biri olan frengi hakkinda aciklamali bilgileri bulabileceksiniz.

Cinsel ilişkinin kötü bir sonucudur frengi. Beyin ve kalpte bıraktığı önemli hasarlarla günümüzde hala öldürücü olabiliyor. Ancak erken teşhis ve tedavi edildiğinde soğukalgınlığından daha kolay iyileşme özelliğine de sahip.

Herpes, ilerleyen tıbbi imkanlara rağmen günümüzde hala ciddi bir zührevi hastalık olma özelliğini koruyor. Nedeni genellikle enfekte biriyle cinsel ilişkide bulunmak, ya da ceninin frengi virüsü taşıyan anneden hastalığı almasıdır. Üç evrede yayılan hastalık, ilk aşamadan başlayarak dış üreme organlarından dudaklara, el ve ayaklara kadar deri döküntüsü ve yaralara neden olur. Zührevi hastalıkların en yaygın türü olarak bilinen frengi hakkında, toplumumuz arasında hala yanlış bilgiler hakim.

Herpes bulaşıcımidir?
Doğru. Herpes bulaşıcıdır ve çoğunlukla cinsel ilişkiyle taşınır. Herpese neden olan mikrobun deriden geçmesi hastalığın bulaşması için yeterlidir. Bu nedenle frengiye yakalanmış bir kişinin başkalarıyla ilişkiye girmekten kaçınması gerekir. Herpes mikrobu taşıyan kişi, özellikle çocukları ve yaşlıları öpmekten kaçınmalıdır. Egzamalı çocuklar, herpes enfeksiyonuna yakalanma tehlikesi altındadırlar.

Frengi vücudun çeşitli bölgelerinde görülebilir: Doğru
Frengi çoğunlukla dudaklar ve genital organlarda görülmesine karşın, yanaklar, burun kenarları, göz çevresi, kasıklar gibi vücudun diğer yerlerinde de oluşabilir. Enfeksiyon ısrarlı bir biçimde hep aynı bölgede meydana gelir. Çocuklardaki enfeksiyonlarda damak iltihaplanmasına rastlanır. Damak kırmızı ve ağrılı bir hal alır, ağızın içi beyaz kabarcıklarla çevrelenir ve ateşli nöbetler kaçnılmaz olur.

Güneş frengi nöbetlerinin oluşmasına yardım eder: Yanlış
Hayır. Güneşin frengi hastalığını tetikleyici bir rolü yoktur.

Frengi cinsel ilişkiyle geçer: Doğru
Frengi mikrobu, cinsel ilişkiye girilen kişide aktif halde bulunuyorsa bulaşır. İlk enfeksiyon, farkedilmeden geçse de, enfeksiyonlu bir eşle ilişkiden bir süre sonra belirtiler ortaya çıkabilir. Genital bölge ve kasıklarda rahatsızlıkla birlikte yorgunluk hissedilir. Cinsel ilişki sırasında erkeğin prezervatif kullanması koruyucu olması bakımından etkili bir yöntemdir.

Frengi genellikle adet sırasında ortaya çıkar: Yanlış
Adet döneminin hastalık ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir etkisi yoktur. Frengi mikrobu vücuda girdikten 3 hafta sonra, hastalığın ilk belirtileri kendisini göstermeye başlar.

Genital frengi ağrılı bir hastalık değildir: Hem doğru, hem yanlış
Frenginin ağrılı olup olmaması yaranın yerine bağlıdır. Eğer hastalıktan dolayı ortaya çıkan yaralar çok hassas bir bölgedeyse, çok ağrı olabilir. Cinsel bölgede çıkan yaralar, cinsel ilişkiyi günler boyu imkansız hale getirebilir.

Genital frengiyi cinsel ilişki kurmadan bulaştıramazsınız: Yanlış
Yüz bölgesindeki frengiyi genital organlarınıza bulaştırmanız oldukça zor olmasına rağmen, imkansız da değil. Özellikle oral seks yüz bölgesindeki frenginin cinsel organlara taşınmasına neden olur. Bu yüzden dudağınızdaki uçuğa dokunduktan sonra ellerinizi dikkatle yıkamalısınız.

Frenginin psikolojik nedenleri olabilir: Doğru
Virüs vücuda, enfeksiyonlu bir kişiyle temas sonucu girer. Fakat diğer faktörler de kişinin savunma sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara davetiye çıkartabilir. Bu yüzden stres, hayal kırıklığı ve yoğun üzüntüden mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışmalısınız.

Yeni doğmuş bir bebek de frengiye yakalanabilir: Doğru
Eğer anne adayı frengiliyse, hastalık bebeğe bulaşabilir. Hamile kadınlarda belirtiler çok fazla dikkat çekici değildir. Annenin frengi virüsü taşıdığının saptanması halinde doktorlar, bebeğin, annenin genital organıyla temas riskini ortadan kaldırmak için sezaryenle doğumu tercih ederler.
Frengi oral ve anal seks yoluyla da bulaşır: Doğru
Frengi enfeksiyonu ağız yoluyla da genital organlara geçebilir. Özellikle de yüzünüzde uçuk varsa, oral seksten kaçınmalısınız. Ağzınızla eşinizin genital organına bu virüsü bulaştırıp, eşinizden bu virüsü tekrar kapmanız da mümkündür. Anal sekste de aynı şekilde anüs bölgesindeki yaradan hastalığı kapabilirsiniz.

Frengi Tedavisi
İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Baransu frenginin tedavisi kolay, tedavi edilmediğinde ise öldürücü olabilen bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor:

"Frengi, seksin her türüyle bulaşır. Bulaşması da son derece kolaydır. Bütün cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklarda olduğu gibi frengiden korunmak için de riskli ilişkilerden kaçınmak gerekir. Tanımadığınız kimselerle kurduğunuz ilişkilerde mümkün olduğunca prezervatif kullanın. Bir kişinin frengi hastası olduğunu vücudundaki yaralardan anlayabilirsiniz. Frengi hastalarının özellikle cinsel organlarının civarında veya üzerinde yaralar vardır. Bu durumdaki kişilerle ilişki kurmaktan kaçının. Eğer yara içerdeyse doğal olarak göremezsiniz ve hastalık kolaylıkla bulaşır. http://saglikmerkezii.blogspot.com/
Bu durumda zaman geçirmeden tedavi olun. Frengi tedavi edildiğinde kolayca geçen, edilmediğinde ise beyinde ve kalpte ciddi hasarlar bırakabilen, öldürücü bir hastalıktır. Tedavisi ise gribin tedavisinden bile kolaydır. Tedavinin ne kadar erken yapılırsa iyileşme o kadar çabuk gerçekleşir. Tedavide uygulanan ilaçlar da WHO'nun frengi raporlarında (Dünya Sağlık Örgütü) ve Sağlık Bakanlığı'nın Frengi Tedavi Yönetmeliği'nde belirlenmiştir. Genelde penisilin grubu ilaçlar kullanılır ve uygun dozda seçilirse hastalık kısa sürede iyileşir." Sağlık

Sağlıkla ilgili konular
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Aile planlanması ,Akciğerler , Akupunktur, Apseler ve iltihaplar , Ayak sağlığı , Çocuk sağlığı
, Cinsel sağlık , Diyet, Diş sağlığı , Erkek üreme organları,Erkek sağlığı , Estetik , Fıtık , Göz sağlığı , Güzellik bilgileri, Gebelik , Genel sağlık , Kadın üreme organları , Kadın sağlığı , Kalp sağlığı, Kanser , Kırıklar, Memeler , Mide ve onkiparmak barsağı , Organ nakli , Pankreas, Parazitler , Ruh sağlığı , Sağlık haberleri , Sağlıklı beslenme , Sigaranınzararlar,Uyuşturucular , Yoga , Şeker hastalığı , Şifalı bitkiler , İlk yardım

28 Ağustos 2008 Perşembe

Gözenur Göz Sağlığı Merkezi'nin web sitesine hoşgeldiniz..

Gözenur Göz Sağlığı Merkezi'nin web sitesine hoşgeldiniz..

Görme yeteneğinin günlük yaşantımızdaki önemini hepimiz çok iyi biliyoruz, çevremizi ve tabiat güzelliklerini görebilmemiz, televizyon ve bilgisayar sayesinde yaşantımızın ve öğrenme arzumuzdaki zenginleşme, çağımızda görmenin önemini gittikçe arttırmaktadır. Bu bilinç çerçevesinde biz göz hekimleri görme yeteneğini iyileştirme yollarını devamlı aramaktayız. Hastalarıma erken teşhis ve tedavide yardımcı olabilmek için, gözün yapısı ve hastalıkarı konusunda hastalarımı bilgilendirmek ve aydınlatmak gerektiğine inanıyorum.

17 Ağustos 2008 Pazar

Yüzsüzlüğün Bu Kadarı


iyinet'den Alıntı
Neden olaya tek tarafli bakiyorsunuz, aylardir yarismacilar bizim emeklerimizi hice sayiyorlar sizden 1 gram ses cikmiyor, bu nasil adalet?

İyinet bizden şikayetçi, yarışmacılar iyinet'in emeklerini hiçe sayıyormuş, bu durum karşısın da üyelerden 1 gram ses çıkmaması admini sinirlendirmiş olmalı ki yarışmacılara ağır bir dille saldırmış.
Ayrıca bu nasıl adalet diye haykırıyor? "Dinime küfreden müslüman olsa", utanmadan adalet den bahsediyor.
iyinet'den Alıntı
Adam yarismada ilk 10 a giremiyor, saldiriyor.
Hile yapiyor diskalifiye ediyoruz, saldiriyor.
Her saldirida bizim emeklerimiz, paramiz, zamanimiz caliniyor...

Ne güzel demiş, "Her saldirida bizim emeklerimiz, paramiz, zamanimiz caliniyor." diye.Yarışmayı bitirme kararını verdiğin de bizdende birşeyler çalındı, umarım farkındasındır.
iyinet'den Alıntı
Kimsenin de emegini saygisizlik etmedik, faturalarinizi belgelerinizi iletin masraflarinizi odeyelim dedik.
Siz alisverislerinizde fatura almadiysaniz veya banka transferlerinizde iyinet seo yarismasi icindir demediyseniz ben nereden bileyim o masrafinizin ne icin oldugunu?

Biz nerden bilebilirdik, 6 ay verdiğimiz emeklerin üzerine yatacağını.
Banka dekontlarını yolladım inanmadı.Bütün yaptığım ödemelerde açıklama kısmına şunları yazmıştım;
oqtr.com için 1 aylık link
oqtr.com için 2 aylık link
oqtr.com için 3 aylık link

Bana verdiği cevap; "Bu dekontların iyinet seo yarışması için yapılan harcamalar olduğunu belirten ifade içermiyor, nerden bileyim bunların başka ödemeler olmadığını?"
Ben bu yarışmaya oqtr.com için katılmıyormuyum?Aldığım linklerde bu yarışma içindir, yoksa ben bu siteye niye masraf yapıyım?
Hadi yaptığımız masrafları geçtim, 6 aylık emeğimizi nasıl ödüyeceksin?
iyinet'den Alıntı
Gozlerini para burumus, kisa yoldan zengin olmak isteyen capulculara ile yarisma yapmaya kalkmisiz.

Hata yaptiysak boyle bir duzende yarisma duzenlemeye kalkmakla yapmisiz...

Yüzsüzlüğün bu kadarı hem suçlusun hemde yarışmacılara saldırıyorsun.Senin vereceğin 3-5 kuruşla kimse zengin olmaz merak etme.Zaten bi yarışma düzenledin eline yüzüne bulaştırdın.
İyinet'e hem backlink açısından hemde reklam açısından fayda sağlayan insanlara hakaret eden birine diyecek söz bulamıyorum.Ama tavsiyede bulunabilirim, "acilen bir psikiyatrise git."

16 Ağustos 2008 Cumartesi

Çürük Domates Kim?

İyinet'in yazmış olduğu mesaja cevap yazmamaya çalıştım ama kendimi tutamadım.Yaptığımın doğru olmadığını biliyorum fakat çürük domates lafını duyunca dayanamadım.
Üyeleri çürük domatese benzeten bu admin acaba son yaptıklarından sonra kendisini neye benzetiyor?

Her zaman ki gibi bu mesajıma verecek cevabı bulamayan iyinet üyeliğimi bannlayıp mesajı sildi.

Sağlık Nedir ?

Sağlık Nedir ?




“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Zamanın bütün zenginliklerine ve Osmanlı İmparatorluğunun tahtına sahip olan Kanuni Sultan Süleyman; sağlığın elde edilen tüm nimet ve zenginliklerden daha üstün olduğu çok anlamlı bir biçimde bu şiirle dile getirmiştir.Gerçekten de sağlık mutlu bir hayatın parçasıdır.


Hastalık ve sağlık kavramları kültürlere bağlıdır. Bir yörede,toplumun çoğunda bağırsak paraziti varsa,bu durum hastalıktan sayılmayabilir.Sigara içen biri kişi,öksürüğünü sigaraya bağlayıp gerçek nedeninin bir başka şey olabileceğini dahi düşünmeyebilir.Çocuğu ishal olan bir anne,tüm çocuklar ishal oluyor düşüncesiyle bu durumu hastalıktan saymayabilir.Bir sakatlık olarak bilinen ve kundak yapılan çocuklarda çok görülen doğuştan kalça eklemi çıkığı Navajo yerlilerinde çok yaygın olduğundan hastalık olarak kabul edilmez.


Eskiler bazı köylerde belli bir yaştan sonra trahoma bağlı körlüklerin kaçınılmaz bir durum olduğuna inanıldığını,ancak devletin etkin trahom mücadelesi ile körlüğün kaçınılmaz bir olay olmadığını anladıklarını belirtirler.Ayrıca pek çok kişi hasta veya yakınması olmadığı zaman kendisini sağlıklı kabul eder.


Hastalık ve sağlık kavramları kültüre bağlı olmasına rağmen,insan her yerde insandır ve bu nedenle sağlığının bir evrensel tanımı olmalıdır.Dünya Sağlık Örgütü sağlığı şöyle tanımlanmaktadır:”Sağlık,yalnızca hasta veya sakat olmamak değil bedenen,ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik halidir.”Bu tanım artık bütün dünya ülkelerinde kabul edilen bir tanımdır.O halde,kişinin tam sağlıklı olabilmesi için bedenen hasta veya sakat olmaması yetmemektedir.Bu kişinin aynı zamanda ruhen de dengeli olması,sosyal yönden tam bir iyilik hali içinde olması gerekmektedir.İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerden biri de sosyal bir varlık oluşudur. Yaşamımızın her anında çevremize ki kişilerle ve olaylarla ilgili ve kaşıklıklı bir etkileşim içinde bulunuruz.Bu olayların sağlığımızı etkilediği bir gerçektir.Öyle ki,toplum hayatının etkileri sonucu oluşan bazı hastalıklar için sosyal hastalıklar deyimi kullanılmaktadır.


Verem hastalığı bunlardan biridir. Bu hastalığın,toplumun ekonomik olarak düşük düzeydeki,yoksul,çok çocuklu,eğitimsiz ve bozuk bir çevrede yaşayan ailelerde daha fazla görüldüğü bilinmektedir.Bir başka deyişle yoksulluk,eğitimsizlik gibi sosyal olgular,verem hastalığının temelinde yatan olaylardır.Aynı şekilde yetersiz beslenmede,gelişme geriliğinde,bulaşıcı hastalıklara yakalanmada, kazaların oluşmasında,hatta doğuştan sakatlıkların ortaya çıkmasında sosyal ve kültürel faktörlerin payı vardır.Özetle sağlık sosyal bir olaydır. aynı zamanda.Bu nedenle,sağlık olaylarından ve sağlıklı olmak için yapılması gereken çabalardan söz ederken;sağlığı etkileyen biyolojik ve fiziksel nedenlerin yanı sıra sosyal olayların da göz önünde bulundurmak zorundayız. İnsanı anlayabilmek,hastalık ve sağlığını değerlendirebilmek için onu çevresi ile bir bütün olarak kavrayabilmek ve insanla çevresi arasındaki etkileşimi anlamak gerekir.İnsanın çevresini incelemeyi kolaylaştırmak için,çevresel etmenleri;biyolojik ,fizik ve sosyal çevre olmak üzere üçe ayırabiliriz.Bu etmenler ve insan sürekli bir etkileşim halindedir.Etkileşim;yalnız insan ve çevresel etkenler arasında değil aynı zamanda bu etkenler arasında da vardır.Bu etkileşme ağı içinde insanı bir bütün olarak görmek gerekir.Bunu bir saatin çeşitli parçalarını ve nasıl işlediğini bilmek,onu bir sakat olarak görmemizi engellemediği gibi insan ve çevresindeki etmenleri ayrı ayrı görüp bilmemiz,bütünü düşünmemiz ve görmemizi engellemediği gibi insan ve çevre- sindeki etmenleri ayrı ayrı görüp bilmemiz,bütünü düşünmemiz ve görmemize engel olmamalıdır.


İlkçağlarda hastalıkların;kötü ruhlar,cinler ve periler veya niyetlerin bakışlarından(nazar) meydana geldiğine inanılırdı.Bilimsel gelişmenin emekleme döneminde olan insanlar;karşılaştıkları sağlık sorunlarını,sihir,muska,mavi boncuk,büyü gibi araç ve uygulamalarla çözmeye çalışıyorlardı.Salgınlar gibi toplumsal felaketlerde tapınaklara doluşur,ayin yapılıyor,büyücülere koşuyorlardı. Ne yazık ki günümüzde de bu gibi ilkel yaklaşımların kalıntıları, eğitim düzeyi düşük kişiler arasında sürüp gidebilmektedir.


Daha sonra bazı temel besin maddelerinin eksikliğinin önemli sağlık sorunlarına yol açtığı anlaşıldı.Daha önce lanetlenmiş gemilerde çıktığı sanılan skorbüt hastalığının,sadece kuru ve konserve veya salamura yiyecek yenilmesinden kaynaklandığı anlaşıldı.Skorbütün C vitamini eksikliğinden meydana gelen bir hastalık olduğu ortaya çıktıktan sonra sorunlar daha kolay çözümlendi. Bunu mikropların bulunuşu izlendi.Bir çok hastalığın sebebi mikroplardı.Daha sonra mikropların neden olduğu hastalıkların büyük çoğundan bağışıkla ma ile korunabilmenin mümkün olduğu ortaya çıktı. Sanayileşme;çevre kirliliği,hava kirliliği ve kimyasal atık sorununu birlikte getirdi.Artık çevre olayları daha geniş anlamda bir sağlık sorunu yaratıyordu. Sorunların çözümü için insanı çevresi ile bir bütün olarak ele almak gerekliydi.


Günümüzde en önemli hastalıkların nadir veya tedavisi güç hastalıklar değil,bir toplumda en çok görülen,en çok sakat bırakan ve en çok öldüren hastalıklar olduğu anlaşılmıştır.Kişi ve toplumların sağlık düzeyini,sosyal ve ekonomik nedenler belirler;bunlar fizik,biyolojik ve diğer çevre faktörleri değil, küçük toplumsal birim olan aileden başlayarak bütün toplumun sorunudur.

Sağlıkla ilgili harcamalar bir masraf değil,insan gücü yatırımıdır.Hastalanan ve ölen kişiler toplum için kayıptır.Toplumların en önemli zenginliği sağlıklı ve iyi yetişmiş insan gücüdür.Sağlık harcamaları bir yatırımdır.Çünkü üretim ve katkı gücü yüksek bir insan gücü yaratmayı amaçlar.

BEBEK YAPMAK İÇİN ÇOK SEKS YAPMAK ŞART MI ?


BEBEK YAPMAK İÇİN ÇOK SEKS YAPMAK ŞART MI ?

Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Direktörü Prof. Dr. Aydın Arıcı ve Fertijin Kadın Sağlığı Merkezi'nin Direktörü Op. Dr. Seval Taşdemir, doğurganlık için kadın ve erkek nasıl seks yapmalı konusunu tartıştı.

Prof. Dr. Aydın Arıcı: "Her gün ilişkiye girmeyin, baba olma şansınız düşer"

Çocuk isteyen çiftler ne sıklıkta ilişkiye girmeli?

Çiftlerin hamilelik mucizesini gerçekleştirme şansı her ay yüzde 30'dur. Tabii ki düzenli ilişki kurmak kaydıyla... Düzenli demek, her fırsatta ilişki demek değil. Bir gün arayla ya da iki-üç günde bir, bu işin kararıdır. Yani her ilişkiden sonra bir gün tatil!

Her gün ilişkiye girerlerse ne olur?

Çok sık ilişkiye girildiği taktirde meninin hacmi ve sperm sayısı azalır.

Sekse çok ara vermek spermleri güçlendirir mi?

Çok ara vermek de sorun yaratır. İki hafta hiç ilişkiye girmedikten sonra gerçekleşen ilişkide, çıkan sperm sayıları yüksek olsa bile hareketlilik düşer.

Ayın hangi dönemleri çiftler için şans artıyor?

28 günde bir adet gören kadında 14. gün yumurtlama günüdür. Dolayısıyla 10. günden itibaren gün aşırı ilişki olması, hamilelik şansını en çok artıran tempodur.

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere önerilen pozisyonlar oluyor mu?

Bir kere kadının rahminin pozisyonu önemlidir. Kadının üstte olduğu pozisyonda hamile kalmak daha zordur. Hamilelik isteniyorsa kadının kalça altına yastık koyması bile önerilebilir.

Doğurganlığı artıran yiyecekler var mı?

Organik gıdaları tavsiye ediyorum. Yenilecek gıdalar iyi yıkanmalı, sigaradan uzak kalınmalı. Çünkü günde bir paket sigara içenlerin menopozu üç yıl erkene çekiliyor, iki paket içenlerin ise beş yıl.

Kadın ve erkeğin ilişki öncesi yapmaması gereken birtakım şeyler var mı?

Çok sıcak banyo sperm üretimini azaltır. Çünkü testis ısıya hassastır. Özellikle sperm sayısı sınırda olan kişilerde zararlıdır.

Dr. Seval Taşdemir: "Köylerde her gün ilişkiye girenlerin sağlıklı çocukları var"

Çocuk isteyen çiftler ne sıklıkta ilişkiye girmeli?

Hamilelik için çiftlere haftada iki üç kere ilişkide bulunmalarını öneririz. Ama asla bir sınırlandırma da getiremeyiz, ilişki spontan olmalıdır. Sonuçta ilişki sıklığı anne baba olma şansını büyük ölçüde etkilemez.

Her gün ilişkiye girerlerse ne olur?

Hiçbir şey olmaz. Köylerde her gün ilişkiye giriyorlar, sağlıklı çocukları oluyor. Günlük ilişkiler her zaman sperm sayısını düşürmez.

Sekse çok ara vermek spermleri güçlendirir mi?

Günü geliyor çok ender, hatta yılda bir kez ilişkiyle bile insanlar çocuk sahibi olabiliyorlar.

Ayın hangi dönemleri çiftler için şans artıyor?

Sperm, kadının genital organlarında bir süre yaşar. 14. gün en riskli gün olarak söylense de bazen 20. günlere kadar gebelik riski sürer. Bu nedenle takvim metodu hiçbir zaman doğum kontrol yöntemi olarak işe yaramaz. Bu metodu kullananlar kazaya kurban giderler.

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere önerilen pozisyonlar oluyor mu?

Pozisyonlar da çok önemli değildir. Yalnızca ilişkiden sonra bizim toplumumuzda vajinal duş çok yaygın, bunu önermiyoruz. Enfeksiyona davetiye çıkarıyor.

Doğurganlığı artıran yiyecekler var mı?

Tek yönlü beslenmenin yumurtlama üzerinde kötü etkisi var. Vejetaryenlerde kısırlık oranı yüksektir. Hayvansal proteinlerden de alınması şart.

Kadın ve erkeğin ilişki öncesi yapmaması gereken birtakım şeyler var mı?

Alkolün spermler üzerinde toksit etkisi vardır. Vajinal duşu, özellikle hamilelik beklenen ilişkilerde önermiyoruz.

Sağlıkla İlgili SON DAKİKA SAĞLIK HABERLERİ

SON DAKİKA SAĞLIK HABERLERİ
ERKEN DOĞUM HAYATİ BİR RİSKTİR, ÖNLENEBİLİR!

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği, Türk Perinatoloji Derneği ve Türk Neonatoloji Derneği bebek ölümleri ve erken doğumun önlenmesiyle ilgili geli...


Çocuğunuz yemek yemiyorsa ısrarcı olmayın

Yemek tabaklarının çocuğunuzun ilgisini çekecek tarzda renkli olması, tabağına yiyebileceği kadar yemek konması, yemiyorsa tabağının yarım saatten fazla önünde tutulmaması çocuğunuzun yemek yeme isteğ...


Çocuğunuz hastaneye mi yatacak?

Doğduğu andan itibaren her anne-baba çocuğunun sağlığı için elinden geleni yapar. Ancak her şey yolunda giderken dahi, herhangi bir sorun nedeniyle, birkaç gününüzü hastanede geçirmeniz gerekebilir. B...


Meme kanseri erkekte daha riskli

Ülkemizde yeterli istatistiksel veriler olmadığından gerçek rakam bilinmiyor ancak ABD’de her yıl 1500 erkek meme kanserine yakalanmaktadır... Ayrıca bu hastalığa yakalanan erkeklerin kız çoçuklarında...


YAŞ İLERLEDİKÇE MESANE DE KÜÇÜLÜR MÜ?

Yaş ilerledikçe tuvalete gitme ihtiyacının artması idrar kesesinin yaşlandıkça küçüldüğü kanısına sebep olur. Ancak yapılan araştırmalar bu kanının hiç de doğru olmadığını ortaya koyuyor.

15 Ağustos 2008 Cuma

SEO Links! (1.1 Beta 1) Sorunsuz

Eklenti Adı : MyBB SEO 1.1 Beta 1
Eklenti Yapımcısı : Asad Khan
Türkçe Karakter Çözümü: OGtr
Uyumlu MyBB Sürümü : 1.4
Eklenti Sürümü : 1.1 Beta 1
Demo: kavakyellerifanclub
KURULUM
inc/plugins klasörüne yollayınız.
.htaccess dosyasının chmod'unu 777 yapınız.
Ve pluginimizi admin kp den aktifleştiriniz.
Son olarak Ayarlardan Add nofollow? Seçeneğini "hayır" yapıyoruz.
İNDİR

14 Ağustos 2008 Perşembe

Karanfil (E. caryophyllata)

Mersingiller familyasındandır. Anayurdu Endonezya’daki, adı yerli dilinde baharat anlamına gelen Moluk takımadalarıdır. Ama, günümüzde daha çok Afrika kıtasının doğusundaki Zengibar ile Hint Okyanusundaki diğer adalarda yetiştirilmektedir, iklimi uygun olmadığından ülkemizde yetişmeyen karanfil ağacı, 10-20 m’ye kadar boylanabilen ve kışın yapraklarını dökmeyen duyarlı bir bitkidir. Derimsi dokulu, parlak ve iri yaprakları dallarda karşılıklı çiftler halinde dizilmiş olup üzerlerinde salgı bezi benekleri bulunur.

Çan biçimindeki pembe renkli çiçeklerinin tomurcukları kurutulduğunda kırmızımsı kahverengine döner. Hoş kokulu olan bu tomurcuklara kısaca ‘karanfil’ adı verilir. Kısmen gölgeli, soğuk ve rüzgâra karşı korunmalı yerleri seven karanfil ağacı, suyu iyi akıntılı ve asitli toprakları yeğler. Tohumuyla ya da gövde çelikleriyle çoğaltılır.

Karanfil tomurcuklarında ogenol (ojenol) adı verilen hidrokarbon, şahsilik asit ve karyofıllin içeren bir uçucu yağ (esans) bulunur. Karanfılyağı da denilen bu esans, diş hekimliğinde sıkça yararlanılan antiseptik ve ağrı kesici ilaçların yapımında kullanılır. Karanfil tomurcukları ise, bazı reçel, yemek, turşu ve baharatlı şarapların yapımında çeşni olarak kullanılmaktadır.

Karanfil tomurcuklarının ve karanfilyağının sağlığa yararlı etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:

1. Karanfil tomurcukları uyarıcıdır. Özellikle sindirim sistemi üzerinde uyarıcı etki yapar.
2. Gaz söktürücüdür.
3. Mide bulantısını bastırır. Kusmaları önler.

Bu etkilerinden yararlanılmak üzere piyasada satılan karanfil tomurcuklarından bir tutam (7-8 tane) alınıp 1 bardak kaynar suya atılır. 10 dakika demlendirilerek hazırlanan infüzyon ılık olarak içilir.

1. Karanfil tomurcukları nefesin kötü kokusunu yok eder. Bunun için tomurcuklar ağızda çiğnenip sert bakiye tükürükle atılır ya da yukarda tarifi verilen infüzyonla gargara yapılır.
2. Karanfil tomurcuğu ağrı kesici ve hafif uyuşturucudur. Bu etkilerinden yararlanılarak diş ağrısını kesmekte kullanılır. Bir adet karanfil tohumu ağıza alınır. Ağrıyan çürük dişin yakınına getirilir ve bir süre orada tutulur ya da gene piyasada satılan karanfilyağı biraz pamuğun üzerine damlatılır ve pamuk ağrıyan dişe bastırılır.
3. Karanfılyağı romatizma ve nevralji ağrılarının hafifletilmesinde yararlı olur. Bunun için karanfilyağı ağrılı yerlere dıştan ovuşturularak uygulanır.

Dirsek Kırıkları

Çocuklar yüksek fiziksel aktivite nedeniyle sık sık düşerler. Özellikle kol düzken el üzerine düşme sıklıkla dirsek kırığı ile sonlanır. Bu kırıklar tüm çocuk kırıklarının % 10 unu oluşturur.

Kırık tipleri
Dirsekte değişik tiplerde kırıklar meydana gelebilir.

Dirsek üstü (suprakondiler) kırıklar- Üst kol kemiği (humerus) dirseğin hemen üstünden kırılmıştır. Genellikle 8 yaş altında görülür. En sık ve en ciddi kırıktır. Çünkü sinir hasarına ve dolaşım bozukluğuna neden olabilir.
Dirsek makarası (kondiler) kırıklar- Bu kırıklarda üst kol kemiğinin dirsek eklemini oluşturan makarasının bir parçası kırılmıştır. Bu kırıkların dikkatli tedavsii çok önemlidir . Aksi halde dirsekteki büyüme plağı zedelenerek büyümeyle ortaya çıkan dirsek eğrilikleri görülebilir.
Dirsek çıkıntısı (epikondiler) kırıkları- Dirsek makarasının iki yanındaki epikondil denilen çıkıntıların kırığıdır. 9-14 yaşlarında ve iç taraftakinde sıktır.
Büyüme plağı kırıkları- Üst kol ve ön kol kemiklerinin büyüme plakları dirseğe yakın kemik uçlarındadır. Bu plaklardaki kırıklarda büyümenin bozulması veya asimetrik olması en önemli komplikasyondur. Bu nedenle çok dikkatli tedavi edilmeleri gerekir. Çok iyi tedavi edilenlerinde bile daha nadir de olsa büyüme plağı kökenli büyüme problemleri görülebilir.
Önkol kırıkları- Bir dirsek zorlanmasında önkolun başparmak tarafındaki kemiğinin (radius) başı kırığı veya ezilmesi görülebilir. Bazen bu kırığa dirsek çıkığı da eklenebilir. Dirsek ucu (olecranon) veya diğer önkol kemiğinin (ulna) kırığı nadirdir.
Belirti ve şikayetler

Tüm tip kırıklarda benzer yakınmalar vardır.

Ani ağrı
Hassasiyet
Şişme (hafif veya şiddetli olabilir)
Hareket kısıtlılığı
Tanı ve tedavi

Düşme sonucu çocuğunuzun dirseğimde bir problemle karşılaştıysanız zaman geçirmeden doktora başvurunuz. Doktorunuz öncelikle bir damar ve sinir hasarı olup olmadığına bakacaktır. Sonra röntgen incelemesi yapılır. Bazen her iki dirseğin karşılaştırmalı röntgeni gerekebilir.

Tedavi kırığın yerine ve derecesine göre değişir. Kaymamış veya bazı çok az kaymış kırıklarda 3-5 hafta tam veya yarım alçı uygulaması yeterli olabilir. Bu süre içinde zaman zaman kontrol röntgenleri ile kırığın kayıp kaymadığının kontrolü gerekebilir.

Kırık kaymışsa onu yerleştirmek gerekir. Bazen yerleştirme işlemi cerrahiye gerek kalmadan elle yapılabilir. Bu işlemin genel anestezi altında yapılması idealdir. Ancak kaymış dirsek kırıklarının çoğu cerrahi gerektirir. Bazı tip kırıklarda elle düzeltmeye çalışmak sakıncalı olduğundan doktorunuz direkt cerrahi önerecektir. İyi bir cerrahi sonunda dirsek tamamen normale döner.

Göz Tansiyonuna Dikkat

Halk arasında ”Karasu” olarak bilinen Glokom’un (göz tansiyonu) milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığı olduğunu belirten uzmanlar, erken teşhisin önemine dikkat çekiyor

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Ahmet Necdet Sezer Uygulama Hastanesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Öztürk, Glokom’un birçok hasta tarafından ancak ileri dönemde, belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilebildiğini belirterek doktor tarafından düzenli aralıklarla yapılan muayenelerin Glokom’un erken tanı ve tedavisi için en iyi yol olduğunu ifade etti.

Doç. Dr. Öztürk, Glokom hastalığı ile ilgili olarak şu bilgiyi verdi:
”Glokom’a bağlı görme kaybını engellemenin tek yolu erken tanıdır. Görme alanında glokoma bağlı belirgin hasar olmadıkça hasta bu kaybın farkına varamaz. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayenelerinin ve gereğinde görme alanı gibi ileri tetkiklerin yapılması önemlidir. Glokom dünyada milyonlarca kişide görülen ve her insanda ortaya çıkabilecek bir hastalıktır. Bununla birlikte bazı faktörler hastalığın ortaya çıkma riskini artırabilir. Glokom riskini arttıran faktörlerin başında da ilerleyen yaş gelmektedir. 60 yaşın üzerindekilerde risk, 60 yaşın altındakilere göre 6 kat fazladır.”

Çocukların da bu hastalığa yakalanabileceklerini ifade eden Öztürk, çocukların göz tansiyonlarının normal olduğu sürece okula başlamadan önce ve sonrasında 2 senede bir göz muayenesi yaptırılması gerektiğini söyledi.

Öztürk, Glokom hastalığının düzenli kontrol altında tutulmasıyla tedavinin başarılı olacağını sözlerine ekledi.

Kanser

Kanser tanısı kesinleştirildikten ve gerekli tüm diğer araştırmalar tamamlandıktan sonra doktor hastaya bir sonraki adım konusunda önerilerde bulunur. Genellikle bu görüşmede kanser te­davileri öncelikli yer tutsa da, sağlık bakımına yönelik genel planlamada fiziksel belirtilerin, psikolojik olarak sağlıklı olmanın, aile ve diğer sosyal koşulların da dikkate alınması önem taşır.

Kanserde üç ana tedavi türü var­dır: ameliyat, radyoterapi ve ilaçlar. Genel olarak kanseri iyileştirmek açı­sından tek başına en etkili tedavi ameliyat olsa da, farklı kanser türle­rinde çok farklı tedaviler uygulanabi­lir. Hem radyoterapi hem de kemoterapi (ilaç tedavisi) çevredeki nor­mal dokulara hasar vermeden, kan­ser hücrelerini parçalayabilmektedir. Ancak bazı kanserler radyoterapiye ya da ilaçlara iyi yanıt vermez ve en iyi tedavi ameliyattır. Bazı kanserle rin ise ameliyatla çıkartılması güç ya da imkânsız olabilir ve bu kanserler başka tedavilere daha iyi yanıt vere­bilir.

Kanser ameliyatla tedavi edilebiliyorsa, ganları , Kadın sağlığı , Kalp sağlığı , Kanser , Kırıklar, Memeler , Mide ve onkiparmak barsağı , Organ nakli , Pankreas , Parazitler , Ruh sağlığı , Sağlık haberleri , Sağlıklı beslenme , Sigaranın zararları , Uyuşturucular , Yenellikle başka bir tedavi seçeneğini düşünmeye değmez. Ancak bazı kanser türlerinde (örn. baş ve boyun bölgesinde ya da serviksteki kanserlerde) radyoterapi eşit ölçüde ve hatta daha da etkili olabilir. Böyle durumlarda şekil bo­zukluğuna yol açmadığı, konuşma ya da yutkunma gibi önemli fonksi­yonları etkilemediği veya yalnızca daha basit olduğu için radyoterapi en iyi seçenek olabilir.

Pek çok hastada tedavilerin bir­likte kullanılması (kombinasyon te­davisi) tamamen iyileşme şansı ve­rir. Bazı hastaların özellikle ameliyat ve yoğun ilaç tedavisi için hastane­ye yatırılması gerekebilir. Ancak pek çok hasta ayakta tedavi edilebilmek­tedir. Hastalar uygulanacak tedavi leri ve neden o tedavilerin önerildi­ğini bilmek ve anlamak ister.

TEDAVİNİN AMACI
Mümkün olan her durumda tedavi­nin amacı kanseri tamamen ortadan kaldırmaktır ve bu şimdi giderek da­ha çok sayıda kişi için gerçekçi bir beklentidir. Bunun bir nedeni kanse­re görece erken evrelerde tanı ko­nulması, bir nedeni de tedavilerdeki gelişmelerdir. Kanser çıkış bölgesiy­le sınırlı kaldıysa, sonuç genellikle mükemmeldir.

Ne var ki, bazı kanserlerin ilk saptandıkları sırada zaten geniş öl­çüde yayılmış olduğu açıkça görü­lürken, yalnızca bir bölgeyi etkilemiş gibi duran bazıları, aslında saptana­mayan mikroskobik metastazlar oluşturarak yayılmıştır. Genellikle bu kanserlerde sonuç daha olumsuz ol­sa da, sayısı giderek artan bir azın­lıkta iyileşme olasılığı vardır. Bunlar arasında Hodgkin hastalığı ve testis tümörleri gibi ilaç tedavisine çok iyi yanıt veren kanser tipleri ve başka kanserlerden mikroskobik olarak ya­yılan ve sıklıkla ilaç tedavilerine kar­şı duyarlı olan meme kanseri gibi kanser tipleri bulunur.

Tamamen iyileştirmeyi hedefle­yen tedavilere genellikle “radikal” adı verilir. Belirtilerin giderilmesini ya da yaşamın uzatılmasını hedefle­yen tedaviler ise “palyatif (hafifleti­ci) olarak tanımlanabilir. Kanser te­davileri genellikle mükemmel hafif leme sağlar. Bu şekilde kullanıldıkla­rında genellikle radikal tedavilere göre daha düşük yoğunlukta uygu­lanır ve bu nedenle hastalar tarafın­dan çok daha iyi tolere edilirler.

Tamamen iyileşme hedeflendi­ğinde, ciddi yan etki riski göze alı­nabilir. Ancak tamamen iyileşme olasılığı yoksa ve yan etkilerin hasta­lığa bağlı belirtiler kadar rahatsız edici olması çok mümkünse, güçlü tedavi uygulamanın pek anlamı yoktur. İşte bu nedenle tedavinin amacı daha başlangıçta açıkça orta­ya konulmalıdır. Öte yandan bir te­davinin palyatif olması, kansere kar­şı güçlü etkide bulunmayacağını göstermez. Gerçekten de, palyatif tedaviler kanserin küçülmesini ve kontrol edilmesini sağlayarak, bazı hastaların yıllar boyunca normal bir yaşam sürmesine olanak tanır.

Kanserde tedavi seçenekleri de­ğerlendirilirken ya da tedavi uygula­nırken, belirtilerin de dikkate alın­ması önem taşır. Tedavi bazı belirti­ler üzerinde yeterince etki göstermeyebilir ya da yavaş etkide bulu­nabilir. Neyse ki, kanser tedavisine ek olarak ve kimi zaman da kanser tedavisi yerine kullanılabilecek ve belirtileri iyileştirmeyi sağlayan baş­ka pek çok yöntem vardır. Genellik­le oldukça basit yöntemlerle başarı sağlanabilse de, bazı hastaların daha fazla yardım ve desteğe gereksinimi olur. Hastanın aile doktoru, hastane­de kanser tedavisinden sorumlu doktorlar ve hemşireler gereksinim duyulan desteği verebilecek kişiler­dir, ancak bazı hastalarda belirtilerin daha uzmanlık gerektiren yöntem­lerle giderilmesi gerekir.

Palyatif tıp alanında uzmanlaşan doktor ve hemşirelerin sayısı gide­rek artmakta ve bu sağlık görevlileri evlerde, hastanelerde ya da bakı­mevlerinde hizmet vermektedir . Son yıllarda pal­yatif tıpta ve bakımevi benzeri ku­rumlardaki hizmetlerde yaşanan önemli gelişmeler, özellikle ileri ev­rede ya da tedavi edilmesi mümkün olmayan kanser vakalarında yaşam kalitesinin büyük ölçüde artmasını sağlamıştır. Ancak palyatif bakımın, bazı tedavi edilebilir kanser vakala­rında da yararlı olabileceği unutul­mamalıdır: rahatsızlık verici inatçı belirtileri olan tüm hastalar, bu belir­tilerin nedeni ne olursa olsun, palya­tif bakım olanağından yararlanabilmelidir.

Doğru Tedavinin Seçilmesi
Tedavinizi planlar ve tartışırken dok­torunuz bunun sizin gereksinimleri­nize en uygun tedavi olduğundan emin olmak ister. Kanserlerin mik­roskop altındaki görünümleri, bo­yutları, yaygınlık dereceleri ve dav­ranışları arasında çok büyük farklılık­lar vardır. Ancak kanser tedavisinde yalnızca kanserin değil, hastanın da dikkate alınması gerekir. Kanserli hastaların hiçbiri fiziksel ya da psikolojik açıdan birbirinin aynı değildir. Hastanın özel sosyal koşulları da önemli olabilir. Tedavi konusunda karar vermeden önce pek çok konu­nun dikkate alınması gerekir.

Yine de pek çok hasta, tedavinin oldukça tek tip olduğu belli sınıflara ayrılabilir. Son yıllarda tedavilerin daha çok standartlaştırılması hoş­nutlukla karşılanmaktadır. Böylelikle hastalara, belli kanser tiplerinde uz­man olanların görüş birliğiyle uygun kabul ettikleri tedavilerin verilmesi güvence altına alınmış olur. Uzman­lar sık sık bir araya gelip son araştır­ma bulgularını tartışarak “fikir birliği geliştirme toplantıları” düzenlemek­tedir. Bunun sonucunda, belirli kan­ser tipleri için en iyi tedavi yaklaşım­larını tanımlamaya çalışan kılavuzlar yayınlanmaktadır; bu kılavuzlar, sağlık bakım kalitesinde istenmeyen farklılıkların ortadan kaldırılmasında önemli rol oynamaktadır.

Tüm kanser tedavilerinde yan et­kiler vardır. Küçük ameliyatların, dü­şük dozlu radyoterapilerin ve her­hangi bir ciddi rahatsızlığa yol açma­yan bazı ilaçların yan etkileri azdır. Radyoterapi ya da kemoterapi kürleri sırasında işe devam edebilir ve nor­mal ya da normale yakın bir yaşam sürdürebilirsiniz. Yelpazenin öbür ucunda ise büyük ameliyatlar, son derece yoğun radyoterapi veya ilaç tedavileri vardır ve bunlar kişilerin hastalanmasına yol açabilir, hatta kü­çük de olsa bir ölüm riski taşıyabilir.

Size önerilen tedavi büyük ölçü­de kanserinizin özelliklerine, konu­muna ve yaygınlığına bağlı olsa da, tek tek hastalarda tedavinin yarata­cağı risk ve potansiyel yararların dik­katle değerlendirilmesi önem taşır. Başka açılardan sağlıklıysanız ve kendinizi güçlü hissediyorsanız iyi­leşme şansını artıran, ancak rahatsız edici yan etkileri olan bir tedaviyi kabul edebilirsiniz. Gerçekten de, son derece ciddi tümörleri bulunan hastaların büyük bir kısmı, yalnızca küçük bir iyileşme şansı yakalamak ya da iyileşme şansını biraz artırmak için, hiç hoş olmayan tedavilere kat­lanmaya hazırdır. Ancak gerçekçi açıdan bakıldığında iyileşme şansı olmayan bazı kanserlerde, palyatif tedavinin olası avantaj ve dezavan­tajlarının dikkate alınması gereke­cektir. Yaşınız ve genel sağlık duru­munuz önemli etmenler olabilir; başka açılardan sağlıklı olan bir has­tanın, görece sağlıksız bir hastayla karşılaştırıldığında tedaviyle baş edebilme olasılığı daha yüksektir.

Şaşırtıcı gibi de görünse, bazı hastalarda en iyi seçenek özel olarak onlarda bulunan kanser tipini hedef­leyen bir tedavi uygulamamaktır. Ki­mi zaman bu seçim var olan tedavi­lerin bazı kanserlerde etkili olmama­sı ya da yarardan çok zarar verecek olmasına dayanır. Başka durumlarda ise, yıllarca çok az büyüyen ya da hiç büyümeyen ve yaşam kalitesi ve süresi üzerinde hemen hiç etkide bulunmayan bir kanser bulunduğun­dan tedavi uygulanmaz.

TEDAVİLERİN BİRLİKTE KULLANILMASI (KOMBİNE EDİLMESİ)
Son yıllarda kanserde daha iyi so­nuçlar alınmasının bir nedeni de fark­lı tedavi türlerinin dikkatli bir biçim­de birlikte kullanılmasıdır. Özellikle, ameliyatla tamamen çıkartılmayan mikroskobik kanser kalıntılarının yok edilmesi amacıyla, ameliyata ek ola­rak ilaç tedavisi ve radyoterapi daha sık kullanılmaktadır. Ameliyatın kan­seri tamamen temizlemeyi başara­maması, ameliyat bölgesinde kanser hücreleri kalmasından ya da metas­tazlardan kaynaklanır. Geri kalan kanser yalnızca mikroskobik boyut-lardaysa, radyoterapi ya da ilaçlarla veya her ikisiyle birlikte tamamen or­tadan kaldırılması olasılığı oldukça yüksektir. Bölgesel bir tedavi olan radyoterapinin etkisi de bölgeseldir; buna karşın, ilaçlar tüm vücudumuz­da etki gösterir. Esas tedavi türünün radyoterapi olduğu bazı kanserlerde, sıklıkla aynı anda uygulanan ilaç te­davisi de yarar sağlar.

Radyoterapi ya da kemoterapinin bu biçimde uygulanmasına “adjuvan” (yardımcı) tedavi adı veril­mektedir. Kimi zaman bu tedavi ameliyattan önce uygulanır ve ba­zen amaç ameliyatı mümkün kılmak ya da kolaylaştırmaktır. Örneğin ol­dukça büyük boyutlu meme tümörü olan kadınlarda cerrahın tüm meme­yi almasına gerek kalmaması için, ameliyat öncesinde tümörü yeterin­ce küçülten ilaçlar verilebilir. Benzer şekilde ameliyat öncesinde bir kür radyoterapi, normal koşullarda ame­liyata uygun olmayan büyük bir rek­tum kanserinin çıkartılması olanağı sağlar.

Kanser Hizmetlerinin Düzenlenmesi
Özellikle ameliyat ya da kemoterapi uygulanacaksa, tedavi, bölgedeki bir hastanenin kanser biriminde ger­çekleştirilebilir. Ancak radyoterapi, daha uzmanlık gerektiren bir ameli­yat ya da yoğun kemoterapi uygula­nacaksa bu girişimleri uygulayabile­cek üniversite hastaneleri ile kanser merkezlerine gitmek gerekir.

Modern radyoterapi için son de­rece pahalı aygıtlar kullanılmakta ve özel eğitimli personel görev yap­maktadır; bu nedenle kanser mer­kezlerinin büyük kasaba ya da kent­lerde toplanması mantıklıdır. Bazı ameliyatlar ve ilaç tedavileri için de aynı ölçüde özel tekniklere ve dene­yime gereksinim vardır. Bu nedenle tedavi için uzak mesafeler katetmek zorunda kalabilirsiniz, ama yine de buna değer. Hastalığınız konusunda uzman birilerinin bakımınızı üstlen­diğini bilmek (özellikle de sizde az rastlanan türde bir kanser varsa) gü­ven vericidir.

Gözetim altında ya da belirli kanserlerin tedavisinde uzmanlaşmış doktorlar tarafından uygulanan te­davilerin daha başarılı olabileceğini düşündüren oldukça sağlam kanıtlar vardır. Günümüzde kanserler için uygulanan ameliyatların çoğu, bu alanda uzmanlaşmış cerrahlar tara­fından yapılmaktadır. Aynı durum kanser hastalarının tedavisinde yer alan ve cerrah olmayan doktorlar ve diğer personel için de geçerlidir.

Hastanedeki uzmanlar
Cerrahların dışında, genellikle aşağı­daki uzman doktorlar da kanserli hastaların tedavisinde görev alır.

•Onkologlar: Kanserde radyotera­pi ya da ilaç tedavisi konusunda uz­manlaşmış olan doktorlardır. Klinik onkologlar hem radyoterapi hem de ilaç tedavileri konusunda uzmanla­şırken, medikal onkologlar yalnızca ilaç tedavisi konusunda uzmandır.
•Hematologlar: Kan hastalıkları ko­nusunda uzman olan ve lösemi, ola­sılıkla da lenfoma ya da miyelom te­davisini üstlenirler.
•Palyatif bakım uzmanı: Özellik­le daha ileri evredeki kanserlerden kaynaklanan belirtilerin kontrol altın­da tutulması konusunda uzmanlaş­mış doktordur.

Genellikle en iyi tedaviye karar vermek için iki ya da daha fazla uz­man birlikte çalışır. Uzmanların her hastayı ayrı ayrı tartışmak için dü­zenli toplantılar yapmaları artık gün­delik bir uygulamadır. Bu “multidisipliner” yaklaşım genellikle farklı uzmanlık dallarından doktorları ve başta uzman hemşireler olmak üze­re diğer sağlık görevlilerini de içerir; böylelikle hastaların genel bakım standardının yüksek olması güvence altına alınır. İdeal koşullarda, kanser nedeniyle ameliyat edilecek çoğu hastada bir onkologdan görüş alın­malıdır. Size önerilmediyse bile, böyle bir talepte bulunabilrsiniz.

Genellikle kanserli hastaların te­davisini yukarıda tanımlanan uz­manlardan bir ya da daha fazlası üstlense de, başka uzmanlar da tedavi­de rol alır.

Patologlar: Dokuları mikroskop altında inceleyerek, kanser tanısını doğrulayan ve sınıflandıran doktor­lardır.
•Radyologlar: Röntgenleri ve ta­rama görüntülemelerini yaptırır ve yorumlar. Kimi zaman, röntgen ya da tarama görüntülemesi sırasında yapılması gereken bazı özel cerrahi biyopsileri ya da tedavileri uygula­yabilir.

Yardımcı görevliler
•Radyoterapi teknisyenleri: Bu
teknisyenler onkologların uygulan­masını istedikleri radyoterapiyi ver­me konusunda özel eğitim almışlar dır. Onkoloji alanında geniş bir eği­tim görürler ve sıklıkla bazı destek­leyici bakım hizmetleri de sunarlar veya düzenlerler.

Bunun dışında tedaviden sonra rehabilitasyon aşamasında fizyotera­pist, meslek terapisti ve diyetisyen gibi başka sağlık çalışanlarıyla da bağlantınız olabilir. Hastanelerdeki tıbbi sosyal yardım görevlileri mad­di olanaksızlık durumunda neler ya­pabileceğiniz ve nereye başvurabi­leceğiniz konusunda size yardımcı olacaktır.

Doktorlarla Iletîşîm
Durumunuzu görüşmek üzere bir doktora gitmek zorunda kaldığınız­da gergin ve kendinize güvensiz olabilirsiniz; ancak dinlemeniz kadar konuşmanız da önemlidir. Ne yazık ki iş yükü nedeniyle uzmanlar hasta­larına istedikleri kadar zaman ayıra­mıyor, bu nedenle elinizdeki zamanı en iyi biçimde kullanmanız gerekir.

Uzmanınız genellikle o anki belir­tiler, genel sağlık durumunuz, geç­mişteki tıbbi öykünüz ve kanser veya tedavisiyle ilgili özel kaygılarınız ko­nusunda bilgi edinmek isteyecektir. Hastalığınızla ilgili psikolojik ve sos­yal kaygılarınızı da dile getirmelisi­niz. Uzmanın sizinle ilgili güncel bil­gilere sahip olabilmesi için, aldığınız ilaçların paketlerini ya da şişelerini yanınızda getirmeniz iyi olur.

Daha önce açıklandığı gibi, tedavize ilişkin kararlar size özgü olacak ve doktorunuz belirli bir öneride bu­lunmadan önce duygularınızı öğren­mek isteyecektir. İlk ya da başlan­gıçtaki görüşmeler büyük önem ta­şır, çünkü bu görüşmelerde testler ve sonuçları, tanı ve tedavi tartışılır. Bu aşamada aklınıza gelen her soru­yu sormalı ve tüm kaygılarınızı açık­lamalısınız. Sormak istediğiniz soru­ları unutmamanız için önceden bir kâğıda da yazabilirsiniz. Doktorunu­zun söylediklerini anlamadığınızda, açıklama istemekten çekinmeyin.
Hastaların ne kadarını bilmek is­tedikleri ve karar verme sürecine ne ölçüde katılmak istedikleri noktasın­da farklılıklar vardır. Bir hasta her­hangi bir ayrıntılı soru sormaksızın açıklamaları ve tedavi konusundaki önerileri güvenle kabul ederken, bir diğeri daha katılımcı olmak ister. Doktorunuz önerilen tedaviyi, başarı olasılığını, olası yan etkileri ile iş ve yaşamınız üzerinde beklenen etkile­ri size açıklamaktan mutluluk duya­caktır.

Bazıları uzun vadede sonucun ne olacağını o sırada öğrenmemeyi ter­cih ederken, bazıları daha baştan ay­rıntılı istatistiksel bilgiler ister. Her hasta farklıdır. Doktorlar bunu bilir ve çoğu, kişisel gereksinimlerinize göre davranmaya çalışır; ama bil­mek istediğiniz şeyleri ve bazen de bilmek istemediklerinizi açıkça orta­ya koymadığınız sürece bunu yapa­mazlar.

Görüşme sırasında bir uzman doktorun söylediği her şeyi aklınız­da tutamayabilirsiniz. Bu nedenle yanınızda bir yakınınızı bulundurma­nız yararlı olabilir; iki hafıza, birden iyidir. Önemli soru ya da kaygıları daha görüşmenin başında dile getir­meniz iyi olur. Bazı hastalar kısa not­lar alma yoluna da gidebilir. Bazı hastalar ise konuşmayı kaydetmek ister; ancak bazı doktorlar bunu do­ğal iletişimi bozan bir etmen olarak algıladıklarından, kayıt için önceden izin almalısınız.

Tedavinin seyrine ilişkin raporların anlaşılmasıTedavinizin gidişini öğrenmek için doktorunuzla görüşüyorsanız, duru­mu tanımlamakta sıkça kullanılan ba­zı sözcükleri bilmenizde yarar vardır.
•Yanıt: “Yanıt” terimi tedavi sıra­sında ya da sonrasında kanserin kü­çülmesini tanımlamak için kullanılır. Bu tanımı kullanabilmek için genel­likle kanserde belirgin küçülme ol­ması gerekir. Vücutta hiç kanser be­lirtisi kalmadıysa buna tam yanıt adı verilir; yanıt kısmi de olabilir.
•Remisyon (gerileme): “Remis-yon” tanımı kanserin büyük oranda azaldığı, aktif görünmediği, ancak tamamen de yok olmadığı durum­larda kullanılır. Remisyon genellikle tedavinin sonucu olsa da, bazı kan­serler kimi zaman kendiliklerinden gerileyebilir.

Yineleme ya da nüks (rekürans, rölaps): Daha önce başarılı biçimde kontrol altına alınmış kanserin yeni­den ortaya çıkmasını tanımlayan te­rimlerdir. Yineleme ilk tümör bölge­sinde olmuşsa “yerel” (lokal), me­tastazlara bağlı ise “uzak” olarak ta­nımlanır. Nükslerden sonra, özellikle iyileşme şansının hâlâ sürdüğü dü­şünülen durumlarda kansere karşı yeniden tedavi uygulanması sıklıkla önerilir, ancak kimi zaman bu yakla­şım hasta için en iyisi değildir. Bu konudaki karar büyük ölçüde hasta­nın özgül koşullarına bağlıdır.

İkinci görüş
Her zaman başka bir uzmandan ikin­ci görüş alma hakkına sahipsiniz. Kanserli hastaların tedavisiyle ilgile­nen uzmanlar, hastanın ikinci bir gö­rüşe niçin gerek duyabileceğini çok iyi anlar ve bu konuda sizi teşvik edebilir. Bazen, özellikle karmaşık ya da güç vakalarda, uzmanın ken­disi ikinci bir görüş alınmasını öne­rebilir.

Özellikle acil tedaviye gerek olan durumlarda, ikinci görüşün kısa sü­rede bildirilmesi önemlidir. İkinci görüşün uygun deneyim ve uzman­lığa sahip olan ve hasta hakkında gerekli tüm bilgilerin iletildiği biri­sinden alınması da önemlidir. Ancak ikinci görüşün birincisinden farklı ol­ması, ikincinin daha iyi olduğu anla­mına gelmez.

Tedavi için onay
Birçok kanser tedavisi türünden ön­ce genellikle hastadan bir onay bel­gesi imzalaması istenir. Bu onay, si­ze tedavinin olası riskleri konusunda gerekli tüm bilgilerin sözlü ya da ya­zılı olarak verilmesini de zorunlu kı­lar. Onay belgelerinin bir amacı has­taların riskleri bilmeden tedaviye başlamasına engel olmak, diğeri de uygun tedaviye rağmen yolunda gitmeyen şeyler olduğunda, hasta­neyi dava edilmekten korumaktır. Hastalar, tüm tıbbi tedavilerin bazı kişilerde yan etkilere yol açabilece­ğini akılda tutmalıdır. Ciddi yan etki oluşma olasılığının genellikle çok düşük olduğunu anlamadan, elinize olası yan etkilerle ilgili bir liste veril­diğinde kaygılanabilirsiniz. Ne var ki, bazı kanser tedavileri diğerlerin­den çok daha güçlüdür ve zarara yol açma olasılıkları daha yüksektir. Bu nedenle bazı hastalarda doktorları­nın yardım ve önerileriyle, tedavinin görece yarar ve risklerinin (risk:yarar oranı) tartışılması iyi olur.

Kanser tedavilerinin büyük bölü­münde bu oran hasta lehinedir; yine de belli koşullarda yarardan çok za­rar verme olasılığı daha yüksek olan bazı tedaviler bulunduğu da kuşku­suzdur. Herhangi bir tedavi için evet demeden önce, olası risk ve yararlar konusunda olabildiğince gerçekçi bilgiler edinmiş olmanız büyük önem taşır.

Zatürree nedir ?

Zatürree nedir ?
Ciğerin hava torbalarında ve hava borucuklarında meydana gelen, çok kez akut olan bir enfeksiyondur.

Hangi türlerde zatürree vardır ?
Bunlar genellikle nedenleri yönünden sınıflandırılmaktadır. Yâni bakteriden mi, virüslerden mi, mantarlardan mı veya başka mik­roplardan mı ileri geldiği göz önünde tutularak sınıflandırılmakta­dır.

Akciğer lopu zatürreesi nedir ve bronş zatürreesinden nasıl ayırdedilir ?
Akciğer lopu zatürreesi bir lopun veya birden fazla lopun tamamen iltihaplanmasından ileri gelmektedir. Anîden gelen belirli bir has­talık olup başlangıçtaki ilk belirtileri üşümek ve nöbettir. Bronş zatürreesi ise küçük bronş borularının etrafını saran ciğer dokula­rın bazı küçük kısımlarının iltihaplanmasıdır. Bu tür zatürree lop tipinden daha yavaş olarak gelişir ve genellikle bronşitin, gripin ve eflüanza’nın bir komplikasyonu olarak tezahür eder.

Günümüzde en çok rastlanan zatürree tipi hangisidir ?
Bir virüsten ileri gelen zatürree (virüs pnömonisi), antibiyotik ilâçlar kullanılmaya başlandıktan sonra lop tipi zatürree vak’aları çok azalmıştır.

Akciğer lopu zatürreesi vakaları antibiyotiklerle nasıl azaltılmakta­dır ?
Üst solunum alanında olagelebilecek enfeksiyonlara karşı antibiyotiklerin çok tesirli olmasından dolayı bu ilâçlar bakterilerin ci­ğerlerde bir köprübaşı kurmalarını önleyebilmektedir.

Zatürreeyi hazırlayıcı sebepler hangileridir ?
Yetersiz gıda alınması, yorgunluk, üst solunum alanında meyda­na gelmiş olan bir enfeksiyonun tedavi edilmemesi ve bronş boru­larına yabancı maddelerin solunum yolu ilş girmesi.

Zatürreeden iyileşme olanakları nedir ?
Mükemmel. Bundan yıllarca önce ciddî bir zatürreeye yakalanan­ların yaklaşık dört kişiden biri bu hastalıktan kurtulamayarak öl­mekteydi. Bugün zatürreeden dolayı ölüm vakalarına pek nadiren rastlanmaktadır.

Zatürree ne kadar sürer ?
İyi bir tedaviyle zatürree beş ilâ on dört gün içerisinde tedavi edile­bilir.

Zatürreeden iyileştikten sonra ne kadar süre yatakta veya evde kalınamalıdır ?
Ateş normale döndükten ve antibiyotik ilâçların verilmesi durdu­rulduktan sonra en az iki veya üç gün.

Tedaviye kolaylıkla cevap vermeyen olağandışı zatürree tipleri var mıdır ?
Evet, tülaremik zatürree. Bu hastalık insanlara tavşanlardan geç­mektedir. Psitakoz denilen papağan zatürreesidir. Bu hastalık in­sanlara kuşlardan bulaşmaktadır. Ayrıca bazı stafilokok türü za­türreeler de tedaviye karşı direniş göstermektedir.

Solunum yoluyla alman zatürree nedir ?
Bronş boruları yoluyla ciğerlere girmiş olan gıda parçaları, kusun­tu, zehirler, yağlı burun damlaları vb. bu hastalığı meydana geti­rebilir. Bu gibi maddeler bakteri ve virüslerin gelişmesiyle ikinci derecede enfekte olurlar.

Hypostatic zatürree nedir ?
Bu tip zatürree bazı kronik hastalıkların seyri sırasında meydana gelebilir. Özellikle yaşlılarda, hastalıktan bitkin düşenlerde veya yatalak olan hastalarda görülür. Hastalık ciğerlerde dolaşımın tembel olmasından virüs ve bakterilerin ciğerlerde köprübaşları kurma imkânları bulmasından ileri gelmekte olduğu iddia edilmek­tedir.

Hypostatic zatürree önlenebilir mi ?
Asıl neden hastalığı kontrol altına almakla ve hastanın yataktaki yerini devamlı şekilde değiştirmekle birçok vakalarda hastalık ön­lenebilir. Bu gibi hastaların mümkün olduğu kadar çabuk yatak­tan çıkarılmaları gerekmektedir.

Flumma.Net'e Resimli MyBB Kurulumu

Çok ayrıntılı bir şekilde Flumma.Net'e Resimli MyBB Kurulumunu anlatıyorum.Bu anlatımı hazırlamak bayağı zamanımı aldı.Bence artık hayatında hiç mybb kurulumu yapmamış biri bile bu anlatımı inceleyip uyguladıktan sonra kolayca hiç zorlanmadan mybb forum kurmuş olacaktır.





Öncelikle burdan siteye kayıt oluyoruz.


Kontrol panelimize giriş yapmak için "cpanel.flumma.net" adresini kullanıyoruz.
Kontrol panelimize giriş yaptıktan sonra veritabanı oluşturmak için kutu içine aldığım yere tıklıyoruz.
Daha sonra hemen veritabanımız için kutucuğu dolduruyoruz.
Veritabanımızı oluşturduk, kurulum için gerekli not alınız.
Burdan Cute FTP Programını indirip bilgisayarınıza kurunuz.Daha sonra programı açarak File==>New==>FTP Site... kısmına geliniz.
FTP adresimize bağlandıktan sonra karşımıza "htdocs" adında bir klasör çıkacak, çift tıklayarak klasörü açıyoruz.
Daha sonra burdan "MyBB 1.4 Tam Türkçe Paketimizi" indiriyoruz.İndirdiğimiz dosyaya sağ tıklayıp "buraya çıkart" yapıyoruz.
"Upload" isimli klasörü açıp içinde ki bütün dosyaları seçiyoruz ve bağlanmış olduğumuz FTP'mizi açarak seçmiş olduğumuz dosyaları "htdocs" içine yolluyoruz.
Aşağıda ki dosyaların CHMOD değerlerini 777 yapınız.(Chmod Değeri Düzenleme Nasıl Yapılır?)
./inc/settings.php
./inc/config.php
./uploads
./uploads/avatars
Kuruluma başlamak için tarayıcınızdan "install" klasörünü açacak şekilde adresi yazıyoruz.
Örnek: http://reziliyinet.flumma.net/install/
1. Adımı "İleri>" diyip geçiyoruz.
2.Adımda "İleri>" Butonuna basarsanız "MyBB Lisans Anlaşması"nı kabul etmiş olursunuz.MyBB forumunuz olsun istiyorsanız bu adımda da "İleri>" diyip geçiyoruz.
3.Adımda Chmod Değerlerini doğru bir şekilde düzenlediyseniz "Tebrikler, MyBB çalıştırmak için gereklilikler ile karşılaştınız." uyarısı verecektir.Kurulum işlemine devam etmek için "İleri>" tuşuna basıyoruz.
4.Adım bence en önemli kısım olduğu için resimli olarak belirttim.
Bilgilerin doğruluğunu kontrol edin ve devam etmek için "İleri>" butonuna basın.
5. Adımda bütün veritabanı tabloları oluşturulmuş olacaktır. Devam etmek için "İleri>" diyip geçiyoruz.
6. Adımda MyBB için varsayılan veriler eklenecektir. Devam etmek için "İleri>" diyip geçiyoruz.
7. Adımda Temamız ve şablonlarımız, yüklenmiş olacaktır.Devam etmek için "İleri>" diyip geçiyoruz.
8. Adımda "Board Ayarları" kısmından gerek gördüğünüz yerleri değiştiriniz.Devam etmek için "İleri>" diyip geçiyoruz.
9. Adımda "Yönetici Hesabı" oluşturuyoruz.Gerekli yerleri doldurduktan sonra "İleri>" diyoruz.
10.Adımda Kurulumu Bitirmiş oluyoruz.Son olarak FTP'den install klasörünü siliyoruz.
MyBB ile ilgili Türkçe yardım almak, yeniliklerden haberdar olmak, yeni MyBB paketlerine ulaşmak için MyBBDestek adresini ziyaret edebilirsiniz .
Yazar: OGtr
Site: www.oqtr.com

iyinet de yazdigim mesaj ve imzam silindi

Bu konuda yazdığım mesaj ve imzam silindi, ve bannlandım, böyle bir şey yapacaklarını biliyordum.Açtığımız konuları yazdığımız mesajları silerek dolandırıcı ve haksız olduğunu kanıtlamış oldun.
İyinet'den Banlanma sebebim.

İşte silinen yorumum ve imzamdan resim.

İyinet'in mantığını çözdüm.“sorun varsa kafanı kuma göm, unutulur elbet".

13 Ağustos 2008 Çarşamba

iyinet rezaleti

iyinet isimli şahış yukarda ki resim de seo yarışmasına katılan yarışmacıların bu yarışma için yaptıkları masrafları resmi belgeler ile kanıtlamaları sonucu bu masrafları karşılayacağını yazmış.
Ben de bu yazıyı görür görmez oqtr.com için yaptığım harcamaların belgelerini (banka dekontları) ayrıntılı bir dosya hazırlayarak iyinete gönderdim.
İyinet'in vermiş olduğu cevap ise tam bir rezalet.
Yarışmanın neden iptal edildiğini bu konuda yazmıştım.

6 ay boyunca kısıtlı olan bütçemizden yaptığımız masraflar, yazdığımız yarı özgün yarı alıntı içerikler, sponsorların linklerini beleşe 6 ay eklememiz, kısaca bütün emeklerimiz boşa gitti.Resmen iyinet bizimle dalga geçti, enayi durumuna düşürdü.Hakkımızı helal etmiyoruz, haklarını yediği yarışmacıların bedduasıyla yaşasın.En büyük günahlardan birisi kul hakkı yemektir.
Bütün bu yaptıklarından sonra acaba kafanı yastığa koyduğunda rahat uyuyabiliyormusun?
Sesimizi duyurmamız için yarışmacılar tarafından açılan şikayet konularını silmeyen r10.net ve zone.org yönetimine teşekkür ederiz.
R10.net de ki şikayet konusu.
zone.org da ki şikayet konusu.

12 Ağustos 2008 Salı

iyinet seo yarışması iptal edildi !

İyinet seo yarışmasını iptal ettiğini açıklayan iyinetin bu kararı vermesin de ki sebep de oldukça komikti.

Sitesine yapılan saldırılardan dolayı yarışmayı iptal eden iyinet, bütün yarışmacıların 6 aylık emeğinide görmezden geliyor.
Sitemize koyduğumuz sponsor linkler, yazdığımız özgün içerikler, yarışma için parayla aldığımız text reklamlar ve en önemlisi vaktimizi bu yarışma için harcamamız boşunaymıştı.Yaptığımız herşey boşa gitti.Yarışma için yaptığımız masrafları emekleri kim karşılayacak tam anlamıyla rezillik.
İyinete 6 aylık hakkımızı helal etmiyoruz, en büyük günahlardan birisi de kul hakkı yemek.

Forum da Slytherin isimli üyenin yazmış olduğu mesaj da oldukça ilginç.
Slytherin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Arkadaşlar;

Eskiden foruma emek vermiş bir takım üyeler mevcuttur eski mesajları ve konuları incelerseniz bu kişileri göreceksiniz.

Bu kişiler bundan 2 sene önce bu forumu bıraktıklarında bazı şeylerden şikayetçi oldular ve bıraktılar. Kimse onları umursamadı, dinlemedi.

İyinet türkiyenin en büyük webmaster forumlarından birisidir deniliyor? kime göre neye göre? bu forumda sadece yaltakçılık yapmak için kaş kişi var bir hesaplayın.

Bu yarışmaya katılırken siz zamanında bu kişilerin neden şikayetçi olduklarını görseydiniz. belki bu hatadan dönerdiniz.

Bence kendiniz düştünüz.

Bakın atalarımız ne demiş!!! Eşeğe altın semer vurmuşlar eşek yine eşek.

Zamanında "cocuk p*rnosu" kelimesinden böyle bir foruma hit sağlayan "iyinet" sadece bu günlerde altın semeri ile dolaşıyordu. Unutmayın ki altın semerli olması onun "eşek" olduğu gerçeğini hiç bir zaman değiştirmedi.

İnşallah bundan sonra hatalar yapmazsınız.

Hepiniz adına üzüldüm. Geçmiş olsun diyorum arkadaşlar.

Allah bir yerden alıyorsa emin olun başka bir yerden yüzünüzü güldürecektir.

Myrize Yarışmadan Çıkartıldı

forum.iyinet.com tarafından düzenlenen seo yarışmasında, uggur isimli üyenin myrizee'nin yapmış olduğu hileyi ortaya çıkartması, yarışmada 1. sırada bulunan myrize.org'un elenmesine neden oldu.
İşte uggur'un şok açıklamaları;seo yarışması haber


uggur´isimli üyeden AlıntıMesajı göster
Bu arada myrizenin bir mesajı dikkatimi çekti, bu arkadaşımız demiş ki :
"bu yarışmayı ben çok sevdim ya 1 aydır 1 link bile almıyorum ama ben bu yarışmada çok guzel şeyler öğrendim kendimi geliştirme açısından artık hayatım seo oldu yatıp kalkıp seo düşünüyorum "
Derken backlinklerine bakarken şu siteyi gördüm. http://www.tecs.ecu.edu/ Adı geçen sitenin kaynak kodlarına bakarsanız myrize ve bir grup siteye ait kodların bulunduğunu görürsünüz. Hack yoluyla kodların eklendiği varsayarsak bu arkadaşın yarışmayı sevmemesinde bir sakınca yok. pr6 .edu backlinkin etinden sütünden faydalansın o öğrendiklerini iyice geliştiredursun kimbilir daha ne kadar bu şekilde siteye zarar verdi, emeklerimizi gasp etti.
Helal olsun, ayakta alkışlıyorum...alkış

Myrize'nin suçlamalara cevabı ise oldukça ilginçti.ilginç

myrizee´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
1 kere o kodu oraya ben koymadım hacker bir arkadasıma kendi sitesine kodunu koymasını istemiştim oda oraya koymuş kendisini bulamadım gelince silmesini taleb edeceğim hayatımda site hacklemedim ve bilmemde bu işleri.
iyinet myrizenin yapmış olduğu açıklamadan sonra "yarismada hile yaptigi gerekcesi ile" diskalifiye olduğunu bütün kamuoyuna açıkladı.kurallara uyalım

11 Ağustos 2008 Pazartesi

MyBB 1.4 Tam Türkçe Paketi


Yapımcı: Arno
MyBB Versiyonu: 1.4
Bu paketi hem kurulum hemde güncelleme yaparken kullanabilirsiniz.



Kullanım Şartları
  • Copyright bölümündeki 'Türkçe Çeviri: MyBB' bölümünü kesinlikle kaldırmayınız. Lütfen emeğimize saygı gösterin.
  • Bir yerde yayınlamak isterseniz http://www.mybbdestek.com dan alıntı olduğunu söylemeden yayınlamayınız. Copyright bölümünde ve bazı yerlerde değişiklik yapsanız bile dosyaların bize ait olduğunu açığa çıkaracak bilgileri saklı tutmaktayım.
Yapılanlar:
  • MyBBDestek Türkçe Çeviri kurulum dosyalarına entegre edildi.
  • Kurulum ve upgrade sihirbazları tamamen Türkçeleştirildi. Artık daha anlaşılır bir şekilde kurabilirsiniz forumunuzu.
  • Cevap Gönderimi, Hızlı Cevap Gönderimi ve Özel Mesaj gönderimindeki Cevabın kısaltılması olarak kullanılan "RE:" yazısı "Cvp:" şeklinde değiştirildi.
  • Documention dosyaları Türkçeye çevrildi.

MyBB 1.4 Tam Türkçe Paketi
Konu hakkında yorumlarınızı veya sorularınızı burdan yazabilirsiniz.

10 Ağustos 2008 Pazar

PES 2009'dan Ekran Görüntüleri

Bu aralar oyun dünyasında bütün yollar E3 fuarına çıkıyor. Oyun firmaları görkemli şovlarla yeni oyunlarını tanıtmaya hazırlanıyor. PES 2009 da yeni ekran görüntüleriyle fuara hazır.
Bu ayın ortalarında düzenlenecek olan E3 oyun fuarı büyük oyun firmalarının da gövde gösterisine sahne olacak. 2009 içerisinde çıkarmayı düşündükleri oyunların ön gösterimlerini yapacak olan firmalar arasında Konami belki de en çok merak edilenlerden birisi.

Pro Evolution Soccer (PES) serisiyle tüm dünyada başta PlayStation olmak üzere oyun konsolları ve PC oyun dünyasında ses getiren firma, milyonlarca hayranı olan oyunun yeni ekran görüntülerini de yavaş yavaş paylaşmaya başladı.

Gerçeğe yakın olması adına görsel alanda çalışmalarını hızla sürdüren Konami'nin yayınladığı ilk ekran görüntülerinde dikkat çeken en önemli şey "odaklanma". Uzaktaki nesnelerin daha bulanık göründüğü görüntülerde oyuncuların üzerindeki detaylar da dikkat çekiyor.

Konami tarafından yapılan açıklamaya göre Avrupa çapında PlayStation 3, Xbox 360, PC, PSP ve PlayStation 2 için çıkarılacak olan oyunun 2008 sürümünde online bölümde yer alan bazı sıkıntılar da giderilecek. Yeni hareketler ve kontrol elementleriyle genişletilecek olan oynanabilirlik seviyesi ile PES 2009 yine futbolseverlerin vazgeçilmezleri arasında yer alacağa benziyor.
Resim galerisi: PES 2009 ekran görüntüleri

Terminator Salvation: The Future Begins Fragman (2009)

Sinema tarihinde çığır açmış olan Terminator serisinin 4. ve şimdilik son halkası olan "Terminator Salvation" filminin ilk fragmanı yayınlandı. "Terminator Salvation: The Future Begins" 22 Mayıs 2009'da vizyona girmek üzere hazırlanıyor.

Özet:
The Terminator film serisinin bu çok beklenen ve kıyamet sonrası 2018 yılında geçen yeni bölümünde Christian Bale, Skynet ve Terminator ordusuna karşı insanların direnişine liderlik eden John Connor’ı canlandırıyor. Ancak gelecekteki Connor’ın inandığı şeyler, son anısı idam sehpasına yürümek olan Marcus (Sam Worthington) adlı bir yabancının ortaya çıkmasıyla kısmen değişir. Connor, Marcus’un gelecekten mi yollandığına yoksa geçmişten mi kurtarıldığına karar vermelidir. Skynet son saldırısına hazırlanırken, Connor ve Marcus kendilerini Skynet operasyonlarının kalbine götürecek bir yolculuğa çıkarlar. Orada, insanlığın yok edilmesinin ardındaki korkunç gerçeği ortaya çıkaracaklardır.
Gösterim Tarihi : 22 Mayıs 2009

Terminatör geri döndü. İşte ilk fragman


Alıntıdır!

9 Ağustos 2008 Cumartesi

86 eşi ve 170 cocuğu var


Nijerya'lı emekli öğretmen Bello Abubakar halinden mutlu olsa da erkeklerin kendisini örnek almasını istemiyor.

Bello Abubakar'ın 86 eşi ve 170 çocuğu var. Emekli öğretmenin sınır gücü sayesinde bütün eşlerin kendisiyle evlenmek istediğini söylüyor.




Allah'tan aldığı güçle 86 eşi kontrol ediyormuş

Normalde 10 eşli erkeklerin bu strese dayanamayarak kalp krizinden öldüğünü söyleyen Abubakar, Allah tarafından kendisine verilen güçle tam 86 tane eşini kontrol edebildiğini belirtti.



Şifacı olarak biliniyor


170 çocuğu olan Bello, bütün eşlerinin kendisiyle evlenmek istediğini çünkü ülkesinde ünlü bir şifacı olarak bilindiğini kaydetti. Kuranı Kerim'in eş konusunda erkekleri kısıtlamadığını ifade eden Bello, limiti insan gücünün belirlediğini ifade etti

Kaynak: internethaber

DeeJay bu adamı görünce sen aklıma geldin.yuhBen inanıyorum bu adamın rekorunu geçeceksin.Abaza DeeJay

iPod Nano için Google Skin : )


Google Fan'lari için tasarlanmis bu skin çok orijinal bence ..

Almayani dövüyorlar abi :D








oqtr sende bir tane al bence